İngiliz Dili Ve Edebiyatı Bölümü Hakkında Edindiğim Tecrübe

Selam arkadaşlar, bu yazımda İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünün Türkiye şartlarında nasıl bir bölüm olduğundan ve size neler katabileceğinden bahsedeceğim. İnternette zaten şimdiye kadar tonlarca bu bölüme “övgü” içeren yazılar okumuşsunuzdur; Sonuçta İDE mezunu birisi “filolog” olur ve okul biter bitmez işi hazırdır. Çitin diğer tarafından bakmayı bu bölümü okurken öğrenirsiniz. Daha ne kadar gazlıyabilirim bu bölümü seçmeniz için bilmiyorum. İşiniz hazır diyorum bakın 😉 Unutmadan elçiliklerde de çalışabileceğinizi hatırlatmak isterim (bu yalanı geçmişte nerede okuduysam kanmıştım doğrusu 😀 sonuçta bu dünyada en çok boş hayal satanlar kazanıyor orası da ayrı bir konu).

Gerçeklikten uzaklaşmayın!!

virtual dede

İngiliz Dili Ve Edebiyatı'nın Türkiye'deki Gerçeği Ne?

Bölümün Türkiye'deki gerçeklerinden bahsetmek istiyorum. Çünkü en çok kendi özgün düşüncenizin size daha iyi notlar getireceğini sandığınız bu bölümde en büyük hayal kırıklığını ikinci seneye kalmadan aldınız notlar ile tecrübe edinirsiniz. Oysa?? Evet oysa hocalarınız da kendi düşüncenizi yazmanızı istemişti, bu bölümde farklı bakmayı öğrenmenizi ve başarı yolunda ufkunuzun açılacağını buna bağdaştırmışlardı. Çok geçmeden önemli olanın farklı düşünmek değil “ana aklın” burada ana akıl hocalar oluyor tabii ki, onlar yok mu… Ana aklın düşündüğünü ve söylediğini essay yazarken yazmadığınız sürece düşük not almaya mahkumsunuz. Düşününce aslında burada hayatınızın doruk noktasını kaliteli bir ironi ile yaşıyorsunuz. Şaka yapıyorum tabii ki asıl ironi burada bile değil, bu daha başlangıç…


İngiliz Dili Ve Edebiyatına Bir De Şöyle Bakın

Bir iki dakikanızı ayırın ve şunu düşünün; Türkiye cidden ekonomik anlamda süper güçmüş böyle herkes buraya gelip dolgun maaşlarla güzel bir yaşamın hayalini sürüyormuş, siz de bu ülkeye gelip bir işe girmek istediniz ve size sorulan ilk soru Araba Sevdasının ana temaları… Üzgünüm ama bu bölümün de gerçeklik ile payı tam olarak da bu kadar. Bu senaryoda sizin için önemli olan tek şey türkçe biliyor olmanız ama yanında sunabileceğiniz ve sizi ön plana taşırken cebinize de para koyacak bir mesleğiniz yok. İngiliz dili ve edebiyatı bölümünde istisnasız göreceğiniz tüm materyallere internet üstünden erişebilir ve bazı sitelere aylık ücret ödeyerek (örnek siteler LitCharts, SparkNotes) Türkiye’deki sözde ingilizce bilen torpilli hocalardan daha kaliteli bir eğitim alabilirsiniz.


Yine De Ben İngiliz Dili Ve Edebiyatı Okumak İstiyorum

Yine de bu bölümü seçmek isterseniz günün sonunda hiç değilse size farklı bakış açıları kazandırabilir. Ben de bu bölümün ironileri, ve mevcut yozlaşmasının edindirdiği tecrübeler sayesinde çıkış yolu arayarak hayatta kendimi bulduğum mesleğe doğru yönlendirmeyi başardım. Şunu da söylemek istiyorum; Her ne bölümü seçerseniz seçin sizi kimse arkanızdan yap diye ittirmeyecek. Bu bölümden hiç ingilizce konuşamadan da çıkabilirsiniz bu tamamen sizin çabanıza kalmış. Hocalar “tırt” olabilir ama günün sonunda siz kendinize bir şey kattınız mı diye de sormanız lazım, şeytanı da başkasında aramaya gerek yok. Belki İngiliz dili ve edebiyatını gerçekten okumak istiyor ardına kendi kütüphanenizi açmak ve editörlük yapmak istiyorsunuzdur ama bu istisna gerçek anlamda adanmışlık, girişimcilik ve editörlük yeteneği istiyor (tabii diğer etkenler olan toplumun yönelimi ve piyasa da bir gözlem istiyor). Tercih sizin. Geçenlerde uydurduğum güzel bir söz ile bu yazıyı bitirmek istiyorum, çevirisi size kalsın; The subsequent events were a direct result of the initial decision.

Ufak Bir Not: Eğer milli eğitim bakanlığında kadrolu öğretmen olmak istiyorsanız bu bölümü aklınızdan çıkarın ve öğretmenlik okuyun.